[ads1]
İcatlar

Yazının icadı, Yazıyı Kim Buldu?

[ads1]

Yazının icadı ekonomik nedenlere dayanır. İnsanoğlu daha iyi av bulabilmek, av yerlerini belirten simgeler bırakmak, hangi hayvanların bulunduğunu göstermek için resimler çizmeye başlamışlardır. Bu resimler daha paleolotik devirde ortaya çıkmıştır. Günümüz yazılarının kaynağı resimdir. Buna bakarak bir kısım araştırmacılar  mağara duvarlarına yada taşlara çizilmiş olan resimleri yazı olarak nitelendirmektedirler. Bu duvar resimlerinin binlerce yıl sonra geçirdiği evrim sonucu yazıya dönüştüğünü göryoruz. Sözün çizgilerle gösterilmesi anlamında yazının ilk kez Ön Asya uygarlıklarında ortaya çıktığı ve M.Ö IV. binin ötesine götürülemeyeceği bir gerçektir.

Yazının icadı

Yazının gelişebilmesi yada bir gereksinim olarak ortaya çıkması için  gelişmiş bir topluma ulaşmak gerekir. Nitekim ilk yazının buluşu işi Mezopotamyanın gelişmiş şehir yaşantısıyla bağıntılıdır. URUK Sitesi kazılarında dördüncü kültür katında üzerinde bir takım resim ve rakamlar bulunan kil tabletlere  rastlanılıyor. Yapılan araştırmalarda bunların ekonomik uğraşlarla ilgili belgeler olduğu anlaşılmıştır. Site yaşantısı içinde ağırlığı olan tapınak ve tapınağa bakan din adamlarıdır.  Tüm topraklar ve insanlar tanrının malıdır. Tanrı sitedeki tapınakta simgelenmiştir. Tüm ekonomik uğraşlar topluca yapılmakta ve tapınakta toplanmaktadır. Tapınağın bakıcıları gelen malları saymak, saptamak ve raporlamak durumundadırlar. Bu gelişmeyi dikkate alırsak Prof. Firuzan Kınal’ın Sümer sitelerinde ‘teokratik devlet sosyalizmi‘ nin olduğu görüşüne haklı olarak katılmak gerekir.

Mezopotamyada ilk resim yazı’lı belgelerin ortaya çıkışı bugünkü tarihlemeye göre M.Ö. 3200 lerde olmaktadır. Bu resim – yazıdan, çivi yazısı diye adlandırılan yazı tipi gelişecektir. Çivi yazısı Cemdet Nasr kültür aşamasında tüm Sümer sitelerinde genelleşmiştir.

Piktografik yazı Mısır hiyeroglif yazısında yalnız eşyayı değil, düşünceleri de anlatır biçimde sürecektir. Ön Asyaya yayılan yazı düzeni Sümer Akad çivi yazısı olacaktır. Eski batı uygarlıklarında piktografik nitelikte bir yazı ikinci binlerde ortaya çıkmışsa da ancak M.Ö. 1200 lerden sonra bu yazının ortadan kalktığı saptanmıştır. Ancak, M.Ö. 600’lerde fonetik yazı yaratanların dil özelliklerine göre yazının okunup – okunamadığı ise kuşkuludur.  Bu bakımdan yazının evriminde asıl gelişim fonetik alfabeyi bulmakla son aşamaya ulaşmış olacaktır. Gerçi Mezopotamya ve Mısır yazılarında bir çok kolaylıklar sağlayacak buluşlar olmuştur ama bu evrim Fenikelilerce gerçekleştirilecektir.

Alfabenin icadı

Alfabenin bulunması Fenikeli’lere mal edilmektedir. Alfabeyi bulanlar olmasalar bile Akdeniz kültür çevresinde yayıcıları Fenikeli’lerdir. M.Ö. 1500 lerden sonra fonetik yazı (alfabe) bulunmuştur. Giderek yaygınlaşmış, çivi ve hiyeroglif yazıların Milat yıllarına dek sürmesine karşın uygarlığın iletişimini sağlamıştır. Fenikeli’lerin alfabeyi Mısır yazısından çıkardıkları sanılmaktadır. Mısırda piktografik nitelikteki hiyeroglif yazısının daha sadeleştirilmiş bir biçimi vardır ki hiyeratik deniyor. Onun da sadeleştirilmiş biçiminden esinlenerek ve devrin bilginlerinin bir araya gelmesiyle alfabe ortaya çıkmıştır. Bu görüşün ya da alfabeye başka kaynak aramanın tartışma yeri burası değildir.  Fonetik yazının bulunmasından önce yaygın olarak gördüğümüz iki yazı tipine topluca bakarak konumuzu sonlandıralım.

[ads1]

Çivi Yazısı

Çivi yazısı adı Mezopotamyalıların kullandığı simgelerin çiviye benzemesi nedeniyle verilmiştir. Yukarıda da değindiğimiz gibi bu yazı resim yazıdan çıkmıştır. Mezopotamya’dan başka Akad’larla birlikte Ön Asyada yaygınlaşmıştır. Anadoluda M.Ö. 2000 lerde Asur’lu tüccarlarca kullanılan çivi yazısı daha sonra Hititlerce de benimsenmiştir. Ancak M.Ö 1800 lerde eski Asur çivi yazısı ortadan kalkıyor ve yerini eski Babil biçiminde yeni bir çivi yazısı alıyor. Bu yazının hangi yolla ve nasıl geldiği bugün aydınlatılabilmiş değildir.

Hiyeroglif Yazı

Hiyeroglif yazı önceleri sadece mısırda var sanılıyordu. Daha sonraları Anadolu’da Mısır hiyeroglif yazılarından ayrı, kendi özelliklerine göre ortaya çıkmış bir hiyeroglif yazının varlığı anlaşılmıştır. Hitit hiyeroglifinin çivi yazısının yanında kullanıldığı görülmektedir. Hititler resmi resmi belgelerinde çivi yazısı, halka duyuru olarak hazırlanan anıtlarda ise hiyeroglif yazısını kullanıyorlardı. Hitit hiyerogliflerinin çözümü 1930’lardan sonra hızlanmışsa da tam anlamıyla açıklanmış değildir. Araştırmacıların M.Ö XV.yy dan sonra bu yazıların ortaya çıktığını ileri sürmelerine karşılık, Sedat Alp ve Firuzan Kınal Anadoluda hiyeroglif yazının M.Ö. 2000 lerden önce varlığını bulmuşlardır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu