Bereketli Topraklar Üzerinde Roman Özeti
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Orhan Kemal‘in Bereketli topraklar üzerinde isimli romanını kısaca özet halinde yazınız.
[/box]
Orhan Kemal’in Bereketli topraklar üzerinde romanı çukurova bölgesi ve bu bölgedeki halkın sıkıntısını betimleyen ilk roman olma özelliğini taşır. Pehlivan Ali, Köse Hasan ve İflahsızın Yusuf üç karakter üzerinden dönen romanda Köse Hasan diğerlerine göre saf ve daha temiz, Yusuf daha kurnaz ve ben bilirimci, Ali güçlü kuvvetli olmasına karşın daha cahil ve öngörüsüz’dür. Bereketli topraklar üzerinde roman özeti için okumaya devam edin.
Bereketli Topraklar Üzerinde Özet
Tam da söylemesi uygunsa saf olanların ve tabiatlarına yenik düşenlerin yok olup gideceği bir ortamda Yusuf daha kendinden emin hareket ettiği için hayatta kalırken; kendine hakim olamayan Ali ise hayatından olur.
Şehir hayatının çekiciliğinden bahsedip duranlara karşın zihinlerinde daha konforlu bir hayat fikirleri oluşmaya başlayan gençler büyük bir umutla Çukurova’ya Çırçır fabrikasına doğru yola çıkarlar. Hemşerinizim sizin diyerek bunlara umut veren patron üçlü fabrikanın önüne vardıklarında yüzlerine bile bakmaz.
Burada işe başlarlar ama çalışma şartları, ırgat başının üçlüyü köle gibi kullanmaya başlaması ve adaletsizlikler baş gösterir. Fabrika tüm işçileri sömürmekte ve az paraya karın tokluğuna çalıştırmaktadır.
Bu sırada kendilerine barınacakları bir yer bulmaya çalışan üç arkadaş pek çok zorlukla karşılaşacaklardır. Onlara iyilik yapıyor gibi gözüküp kandıran, paralarını yemeye çalışan Kayserili Köse Topal da romandaki tipik kişilerdendir. Köse Topal üç kağıtçı dendiğinde akla ilk gelebilecek isimdir. Hasan hastalanıp yatağa düştüğünde ondan maddi açıdan her türlü faydalanmaya çalışmıştır.
Hasanın hastalanması ile fabrikada çıkışının yapılması da bir olur. Hem hasta hem işsiz olan Hasan’a arkadaşları Yusuf ile Ali’de arka çıkmaz ve bize artık bundan fayda gelmez diyerek şehirliler gibi onu terk ederler ve ikili yola devam eder.
Hasanın işten çıkarılma durumunu patrona ileten ikili baş kaldırı niteliğinde sayılan bu hareketleriyle işten kovulurlar ve bir inşaatta çalışmaya başlarlar. Bu sırada inşaatta çalışırken çavuş olan arkadaşı Ömer’in karısı Fatma’ya aşık olan Ali; evde eşinin onu beklediğini bile bile kendini bu aşka bırakır. Paranın her türlü kudsiyetin önüne geçtiği şehir hayatında çavuş Ömer’de karısına ilgisi olduğunu gördüğü Pehlivan Ali’yi kullanmaya başlar. Ondan kumar için para alır ya da ev ihtiyaçlarını aldırır.
Çavuş Ömer’in teklifi ile Fatma’nın evine yerleşen Ali hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ederken bundan sonraki süreçte biz toplum yapısına uymayan tarzda ilişkileri ve yozlaşmayı pek çok karakter ile tahlil ederiz. Fatma ile kaçan Ali inşaatta çalışmak zorunda kalır. Bu sırada iki arkadaş birbirinden uzaklaşır. Herkes yoluna tek devam eder. Bu sırada hayli zeki ve uyanık ola Yusuf çalıştığı inşaatın ustası olur. Köse Hasan hastalıktan dolayı vefat eder. Köse Topal anlaşmazlık yaşadığı Hidayetin oğlu eliyle öldürülür.
İnşaatta çalışan Alinin ilişki yaşadığı Fatma ise konakta çalışmaktadır. Burada Bilal Bey ile yakınlaşır. Bu yakınlaşma kulağına gelse de Ali’de ondan aşağı kalmaz şekilde konağın kızı ile yakınlaşmış ve adı duyulmuştur. Tüm bu sıkıntıların yanında bir anda ırgat başına ve patrona çemkirir.
Aklında hala Fatma olan Ali; bu seferde bir genelevde çalışan ırgat başının kızına aşık olur. Derken patron kâr hırsıyla 45 kişinin çalışması gereken fabrikada 35 kişi çalıştırmakta, yemekleri az ve kurtlu vermekte ve mola saatlerini kısa tutmaya başlamaktadır. Bu sırada mola vermeden çalışılan bir gün Pehlivan Ali patoz makinesini bacağını kaptırır kimsenin ilgisini çekmeyen bu halde Ali kan kaybından ölür. Yusuf arkadaşları hem Ali’yi hem de Hasanı kaybetmiş bir şekilde köyüne geri döner.