Atatürk’ün Hayatı Kısaca
Bu yazı öğrencilerimize Atatürk’ün hayatı ödev halinde anlatılacağı zaman, bir kaynak olması amacıyla hazırlanmıştır.
Atatürk bütün dünyada tarih boyunca, gelmiş geçmiş en büyük devlet adamıdır. Bu dehanın Türk toplumunda çıkmış olması bizler için gurur kaynağıdır.
Hayatı
Atatürk’ün hayatı kısaca anlatılacak olursa; Selanik şehrinde 1881 yılında doğdu. Annesinin adı Zübeyde babasının ad ise Ali Rıza’dır. Kendisi çok küçük bir yaşta iken babası vefat etti. Annesi Latife Hanım tarafından, kendisi ve kız kardeşi Makbule hanım ile beraber büyütüldü. O zamanın koşullarına göre, babası da olmadığından oldukça zor bir çocukluk dönemi geçirdi. Buna rağmen okul öncesi çağlarında dahi liderlik özelliği gelişmiş bir çocuktu. Mahalle arkadaşları ile oyunlarında daima tartışmasız lider o olurdu. Zor koşullarda yetişmiş olması, eğitim hayatını etkilemedi. Daima başarılı ve parlak bir öğrencilik hayatı geçirdi. İlkönce Şemsi Efendi okuluna gitti. Daha sonra Selanik Mülkiye rüştiyesi, Selanik Askeri rüştiyesi, Selanik Askeri İdadisi, Harp Okulu ve Harp Akademisini bitirdi. Okullarında ve okullara kabul aşamalarında daima başarılı ve önde gelen isimlerden biri oldu.
1893 Yılında Askeri Rüştiye’de okuduğu yıllarda bir gün matematik öğretmeninin tahtada yaptığı bir hesaplama yanlışını fark ederek, söyledi. Bundan çok etkilenen öğretmeni ‘’Senin adın da Mustafa benimki de Mustafa, ama görülüyor ki, sen herkesten daha farklısın. Seni, benden ve diğerlerinden ayırmak için bundan sonra senin adın Mustafa Kemal olsun’’ dedi. O günden sonra kendisine Mustafa Kemal denildi.
Çok başarılı ve ileri görüşlü bir asker olan Mustafa Kemal, Osmanlı devletinin son zamanlarda içinde bulunduğu durumun hiç de iyi olmadığının farkındaydı. 1.Dünya Savaşı sonunda koşulları kabul edilemeyecek kadar ağır olan Mondros anlaşması Osmanlı Devleti tarafından imzalandı. Bunun üzerine Mustafa Kemal’in Türk milletinin kurtuluş savaşı vermesi gerektiğine dair daha önceden vermiş olduğu karar güçlendi. Halk ile buluşup gerekli hazırlıkları yapmak üzere 19 Mayıs 1919’da Samsun limanına çıktı. Buradan Erzurum ve Sivas’a geçerek halkın ileri gelenleri ile kongreler yaptı. Bu kongreler sonucu ‘’Vatan Bölünmez Bir Bütündür.’’ ilkesinden yola çıkılarak kurtuluş savaşı planlandı.
Mustafa Kemal bütün muharebelere, ordularıyla birlikte bizzat katılmış bir komutandır. O günün zorlu koşullarında ve imkansızlıklarında yapılan her biri ayrı bir destan olan en önemli savaşlar ;
- Sarıkamış 09.1920, Kars ve Gümrü’nün kurtarılışı
- Çukurova, Gazi Antep, Kahraman Maraş, Şanlı Urfa savunmaları (1919-1921)
- İnönü Zaferi (6-10 Ocak 1921)
- İnönü Zaferi (23 Mart- 1 Nisan 1921)
- Sakarya Zaferi (23 Ağustos- 13 Eylül 1921)
- Büyük Taaruz, Başkomutanlık Meydan Muharebesi ve Büyük Zafer ( 26 Ağustos- 9 Eylül 1922)
En son sözü edilen zaferde, Mustafa Kemal orduların başında bu muharebeye katılarak zafer kazanmıştır. Bu nedenle kendisine daha sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ‘’Başkomutan’’ unvanı verilmiştir. Başkomutan olmak için meydan muharebesine katılarak, kazanmak şartı vardır.
Kazanılan bu zaferler sonucu yurdu işgal eden kuvvetlerin yenik düştüklerini kabul etmesinden sonra Lozan Anlaşması imzalandı. Bu anlaşma ile Türkiye Cumhuriyeti bağımsız bir devlet olarak kuruldu.
Mustafa Kemal bundan sonraki aşamalarda büyük bir askeri deha olmasının yanı sıra ileri görüşlü bir devlet adamı olduğunu da ispatlayarak Türk Milletine bu yeni başladığı yolculukta gerekli yolları sağladı ve hedefleri gösterdi.
Bu yolu inşa ederken siyasal, sosyal, hukuk, eğitim ve kültür, ekonomi alanında pek çok devrim gerçekleştirdi.
24 Kasım 1934 yılında soyadı kanunu yürürlüğe girdi. Mustafa Kemal’e de bu kanun uyarınca TBMM tarafından oybirliğiyle, bütün Türklerin atası olduğunu belirten ATATÜRK soyadı verildi.
24 Nisan 1920 ve 13 Ağustos 1923 tarihlerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na seçilerek görev yaptı.
29.Ekim 1923 yılında Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle birlikte 1927, 1931,1935 yıllarında 4 yıl arayla tekrarlanan seçimlerde, TBMM tarafından Cumhurbaşkanı seçildi.
Atatürk 29 Ocak 1923’de Latife Hanım’la evlendi. Daha sonra 5 Ağustos 1925 tarihinde ayrıldı.
Kendi çocuğu olmamasına rağmen, Afet (İnan), Sabiha (Gökçen), Fikriye, Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra ve Mustafa adındaki çocukları bizzat evlat edinerek eğitilmelerini sağladı.
10 Kasım 1938 yılında, yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak vefat etti.
Türk tarih ve edebiyat dünyasına kazandırdığı Nutuk adlı eseri ile milli mücadele yıllarını ve daha sonraki toplumsal çalışmalarını, gelecek kuşaklara anlatmıştır.