İcatlar

Kuduz Aşısının icadı, Kuduz Aşısını Kim Buldu?

Kuduz aşısının icadı,  kuduz mikrobu taşıyan herhangi bir hayvanın ısırması ile virüse maruz kaldıktan sonra iyileştirmek için veya riski ortadan kaldırmak amacıyla insanlara yapılmaktadır.   Yapılan üç doz kuduz aşısından sonra gelişen bağışıklık uzun süreli koruma sağlamaktadır. Kuduz aşısı insanlarda olduğu gibi hayvanlarda da etkili bir aşıdır. Bu nedenle köpeklere de bu aşı yaptırmak, kuduzun hayvandan insanlara yayılmasını önlemede etkili bir yöntemdir. Kuduz hastalığı üzerindeki etkisini araştırmak için 11 köpekle deney yaparak sonuçları üzerinde çalışmalar yapmıştır.

Kuduz Aşısının icadı

Kuduz Aşısının mucidi Louis Pasteur’dür. Pasteur, 27 Aralık 1882’de Fransız da doğmuştur. En iyi kimyacı ve mikrobiyoloji biliminin kurucusudur. İlk ve orta öğrenimini Arbois’taki okullarda tamamladıktan sonra Besanson’daki Kraliyet Yüksekokulu kazanmıştır. Paris’teki Yüksek Öğretmen Okulunda 1845’te lisansüstü, 1847’de de doktora çalışmasını tamamlamış ve 1857’de mezun olduğu okula dönerek, 1867’ye kadar orada ilmi etütler direktörü olarak çalışmaya başlamıştır. Pasteur, ipek böceğinde rastlanan ve ipek endüstrisini tehdit eden hastalık üzerine çalışmalar yapmaya başlamıştır.

Kuduz Aşısı Mucidi: Louis Pasteur

Hastalığa, toprakta ölü hayvan kemiklerinde hayatiyet sürdüren, bir çeşit basilin sebep olduğunu bulmuştur ve büyük adımlar atmıştır. 1882 senesinde de mikroskopla dahi görülemeyen kuduz virüsünü bulmuştur.  Bu virüse ilaç olarak, kuduz virüsü verilen tavşanın omuriliğinin kurutulmasından elde edilen maddeyi, kuduz aşısının icadı için kullanmaya başlamıştır. Hayatı başarılar üstüne kurulan Pasteur 1862’de İlimler Akademisine, 1873’te Tıp Akademisine seçilmiştir.

1888’de yeni kurulan Pasteur Enstitüsünün direktörü olmuştur. Louis Pasteur, mikroorganizmaların fermantasyona ve hastalığa sebep olduğunu ispatlayarak, kuduz, şarbon ve tavuk kolerası gibi hastalıklar için aşıyı bulup tatbik eden ilk kişidir. Pasteur, 28 Eylül 1895’te Saint-Cloud’da hayatını kaybetmiştir. Kuduz aşıları her yaşta güvenle kullanılabilir. İnsanların yaklaşık yüzde 35 ila 45’inde akıtma yerinde kısa bir kızarıklık ve ağrı görülür. İnsanların yaklaşık yüzde 5 ila 15’inde ateş, baş ağrısı veya mide bulantısı da yaşamıştır.

Pasteur’un Bakteri Teorisi

Mikrop teorisini ortaya atmadan önce, şekerin maya ile fermantasyonu esnasında, genellikle ortaya istenmeyen maddelerin çıktığından şikâyet ediliyor ve gözlemlenebiliyordu. Mayanın fermantasyon işleminde kimyasal bir katalizör vazifesi gördüğü kabul ediliyordu. Pasteur ’ün, canlı hücre yapılarında kimyasal değişiklikler üzerindeki çalışmaları, onu mayanın mikroskobik bir organizma olduğu tahminine yöneltti. Bu teoriyi daha da genelleştirerek her mayalanmanın ayrı bir bakterinin tesiriyle meydana geldiği sonucuna ulaşarak yeni bir fikre yol açmıştır. Şekeri, laktik asit’e, bunu butirik aside veya alkole, alkolü de asetik aside çevirmek suretiyle, bu yolla birbirlerine bağlı değişik maddeler elde etmiştir. Bunlardan yol çıkarak bazı hastalıklara iyi gelen bakterilerin mevcut olduğunu ortaya çıkartmış 1857 senesinde bakteri teorisinin temelini atmıştır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu